İngiltere’de yüksek lisans yaparken Türkler ve Yunanlardan oluşan çekirdek arkadaş grubumuzun içindeki tek Ürdünlü sevgili Mohammed’di. Hem benzer kültürlerden gelmemiz, hem de kaldığımız yurtların birbirine çok yakın olması sayesinde kısa sürede aile gibi olmuştuk. Mo çocukluğunda ailesiyle beraber arabayla Ürdün’den yola çıkıp Suriye üzerinden Hatay’a, oradan da Mersin’e gelip tatil yaptıklarını anlatırdı, hep beraber böyle bir yolculuk yapsak ne güzel olur diye düşünürdük. Bu anlattıklarım milattan önce değil, 2010’da oluyor. İki yıl içinde Suriye karıştı, herkesin bildiği gibi maalesef kadim tarihin en önemli duraklarından biri olan koca ülkede taş taş üstünde kalmadı. Tabii bizim seyahat hayalleri de suya düştü. Ama 2015 yılında Mo’nun düğünü sayesinde Ürdün’e seyahat etme fırsatım oldu.
Düğüne kalabalık bir arkadaş grubu olarak gideceğimiz için öncesinde beraber seyahat de etmek istedik, ama herkes farklı ülkelerden geleceği, uygun oldukları tarihler de farklı farklı olduğu için seyahatimizi planlamamız biraz uzun sürdü. Tabii bu uzamada Arda’nın işleri ağırdan almasının da payı büyüktü. En sonunda on gün için şöyle bir planda karar kıldık:
- Akabe: Arda’yla Ürdün’e uçak bileti ararken Akabe biletlerinin Amman biletlerinden daha ucuz olduğunu farkettik. Ürdün’e kadar gitmişken bu her tarafı kara ile çevrili ülkenin Kızıl Deniz’e olan minicik kıyısını görme fikri de cazip geldi. Akabe’de 2 gece 3 gün kalalım dedik.
- Vadi Rum: Dünyada Mars’ı deneyimlemek burada mümkün. Kırmızı kumları, ilginç kaya oluşumları ile Vadi Rum’u mutlaka görmeliydik. Amman’dan gelecek Gözde ve Serra ile burada buluşup bir gece Bedevi çadırında kalmayı, ertesi gün çölü gezip Petra’ya devam etmeye karar verdik.
- Petra: Ürdün’de en çok görmek istediğimiz yer Petra’ydı. Vadi Rum’dan sonra tüm gün Petra’yı gezip akşam yine Bedevi çadırında konaklama yapmayı planladık.
- Lut Gölü: İsrail ile Ürdün sınırları arasındaki bu göl deniz seviyesinden 450 metre aşağıda ve dünyanın en alçak yeri. Gölde buharlaşma çok fazla, bu nedenle su çok tuzlu. Bu durum da gölde yüzmeyi imkansız hale getiriyor, istesen de batamıyorsun. Su üstünde karpuz kabuğu gibi yüzen insanların resimlerini görünce “biz de istiyoruz!” diye atladık. O kadar gün Bedeviler gibi yaşadıktan sonra düzgün bir otelde kalalım, düğünden önce biraz kendimizi şımartıp insana benzeyelim diye de Lut Gölü’ne iki gün ayırdık.
- Amman: Mo’nun düğünü burada olacağı için Amman’a gitmemiz kaçınılmazdı. Burada arkadaşımız Ahmet de bize katılacağı için kalacağımız yeri beraber ayarladık. Grubun geri kalanıyla da düğünden sonraki gün Ürdün’ün başkentini gezeriz dedik, toplamda buraya iki buçuk gün ayırdık.
- Akabe: Dönüş uçağımız Akabe’den olduğu için en son durak yine burası oldu.
İstanbul’dan Amman’a Royal Jordanian, Pegasus ve THY’nin direkt uçuşları var, THY ayrıca Akabe’ye de uçuyor. Biz zaten Akabe’ye uçtuğumuz için Türk Hava Yolları’nı tercih ettik. Bütün havayollarının uçuş saatleri çok saçma, sabaha karşı Ürdün’e varmak kaçınılmaz (En azından benim gittiğim 2015’te böyleydi, değiştiğini sanmıyorum). Bu nedenle kalacağın yere ulaşımını önceden ayarlamakta fayda var.
Ürdün Türk vatandaşlarından vize istemiyor. Havaalanında elini kolunu sallaya sallaya geçmek pek güzel oluyor.
Ürdün’ün para birimi Ürdün Dinarı, birçok Arap ülkesinde olduğu gibi kuru dolara göre sabitlemişler. Bizim gittiğimiz dönemde 1 JOD=4 Türk Lirasıydı, baktım şimdi 5 lira olmuş. Bu durum Ürdün’ü otomatikman pahalı bir ülke yapıyor. Konaklama, alışveriş bunlar hep pahalı. Öte yandan Ürdün’de acayip bir gelir uçurumu var. Bu nedenle taksiler, yeme-içme gibi günlük hayata yönelik ihtiyaçlar ucuz. Örneğin eli yüzü düzgün bir otelin gecesi 100 JOD iken, koca bir tabak falafel 0.50 JOD olabiliyor.
Biz bu seyahatte normalde gezdiğimiz standartların üstünde gezdik, hep güzel hatta lüks yerlerde kaldık, özel şoförlü araç kiraladık, vb. nedenlerle az para harcamadık. Eminim daha mütevazı standartlarda gezsek harcadığımız paranın üçte birine seyahatimizi tamamlardık, ama Ürdün gibi bir ülkede bu şekilde gezme imkanım olduğu için memnunum açıkçası. Nedenini sonraki yazılarımda detaylı olarak anlatacağım, ama genel kural olarak Arap ülkelerinde orta karar diye bir şey yok. Aman mütevazı bir yerde kalayım, halkın arasına karışayım dediğin noktada illa ki bir rahatsızlığın oluyor. İyi yerlerde kalayım, rahat edeyim dediğinde de aman tanrım ben bu kadar pohpohlanmayı hak edecek ne yaptım diyorsun. Bana göre Ürdün için bazı lüks harcamaları göze almak gerek.
Kadınların Ürdün’e giderken bazı gerçekleri bilmesinde fayda var. Ürdün, Türkiye ve Lübnan ile birlikte İslam dünyasının en modern ülkelerinden. Tanıştığım bütün Ürdünlü kadınlar da başı açık, iyi okumuş, iyi seyahat etmiş, modern ve bağımsız kadınlardı. O yüzden grubumuzun en İngilizi ve pimpiriklisi Gözde (bunu okursan sorry Gözdeciğim) bize seyahat öncesinde okuduğu rehberlerde yazanlara bakılırsa Ürdün’e seyahat ederken biraz muhafazakar giyinmemiz gerektiğini söyleyince ben dalga geçtim. Seyahatte yaşadığım bazı tecrübelerden sonra şunu söyleyebilirim:
- Tarihi ve turistik yerlerde ve Amman dışındaki “halka açık” yerlerde (alışveriş yerleri, restoranlar, parklar hatta plajlar buna dahil) dizin en az bir karış altında biten etek veya pantolon, en az dirseklere kadar kolları örten bluzlar giymek gerek. Tabii ki dekolte yok.
- Genel olarak Amman’da ve lüks, “halka kapalı” otellerde, gece klüpleri ve barlarda istediğini giyebilirsin.
- Başının açık olup olmaması önemli değil, çoğu Ürdünlü kadının da başı açık.
Son olarak, Ürdünlüler krallarını ve güzel kraliçeleri Rania’yı çok seviyorlar. Ters bir şey söylememeye dikkat etmek lazım.
Ürdün yazıları Akabe’yle devam edecek…
Sadece Falafel için bile gidebilirim… Yanında Baba Ganuş ve Tabule de olsun.
BeğenLiked by 1 kişi
Falafelci seni 🙂 Resmi seni düşünerek koydum zaten.
BeğenBeğen
Keyifle takip ediyorum bu harika gezi yazılarını. Sade, bilgilendirici ve tam da bilmeyen birinin bilmek isteyecegi tesbitler, gözlemler. Çok teşekkürler. Devamini dört gözle bekliyorum. 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Güzel yorumunuz için çok teşekkürler 🙂 Devamı geliyor.
BeğenBeğen